Sırbistan'ın nüfusunda azalma: ''2011'den bu yana 660.000 kişi azaldı''

İstatistiklere göre Sırbistan, her yıl Kikinda büyüklüğünde bir şehri kaybediyor ve nüfusu son 10 yılda 660 binden fazla azaldı.

Sırbistan’da demografik yapının önemli ölçüde değiştiği ve ülkenin nüfus gidişatının endişe verici bir yöne doğru ilerlediği net bir şekilde görülmektedir. Cumhuriyet İstatistik Ofisi’nin verilerine göre, bu yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 1.500 civarında doğum azalmış ve bu rakamlar, ülkenin toplam doğurganlık oranlarında derin bir çöküşü işaret etmektedir. Bu durum, yalnızca sayısal bir azalmadan çok, genç nüfusun hızla yaşlanması ve demografik yapıda yaşanan olumsuz dönüşümün de habercisidir. Eğitim, sağlık ve ekonomik alanlarda yaşanan gelişmelerle paralel giden bu süreç, özellikle şehirlerde nüfusun istikrarlı bir şekilde azalmasına neden olmaktadır. Gordana Bjelobrk’in yaptığı açıklamalarda, "Bebek doğumlarında görülen bu düşüş, uzun vadede toplumsal dengeyi sarsabilecek önemli bir mesele. Yılın ikinci yarısında bu eğilimlerin devam edip etmeyeceğini yakından takip ediyoruz" ifadeleri, durumu ciddiyetle ele aldıklarını gösteriyor. Ayrıca, yeni doğan bebeklerin ortalama yaşı 29 gibi ileri bir seviyede seyretmekte, bu da anne olma kararlarının geciktiğine işaret etmektedir. Başta göç hareketleri, ekonomik belirsizlikler ve genç nüfusun aile kurma yönündeki isteksizliği olmak üzere çeşitli faktörler, bu olumsuz tabloyu beslemektedir. Bu nedenle, Sırbistan'da nüfus artışını teşvik eden politikaların acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir. Nüfus Dinamikleri ve Gelecek Tahminleri 2025 yılında nüfusun 5,2 milyon civarında olacağı tahmin edilmekte. Bu da, ülkenin büyüklüğünü ve nüfus yoğunluğunu ciddi biçimde etkileyecek bir gerileme anlamına gelmektedir. Nüfusun ortalama yaşının 46,4’e yükselmesi bekleniyor. Bu durum, genç nüfusun hızla azaldığını ve yaşlı nüfus oranının giderek arttığını göstermektedir. Nüfusun %50’sinden fazlası başkent Belgrad başta olmak üzere Niş, Novi Sad, Kragujevac ve Novi Pazar gibi büyük şehirlerde yaşamaktadır. Bu şehirler, ekonomik ve sosyal açıdan daha avantajlı konumda olması nedeniyle yoğun göç almaya devam ediyor; diğer kırsal alanlar ise nüfus kaybı nedeniyle ciddi oranda boşalmaktadır. Nüfus Azalmasının Boyutları ve Sosyal Etkileri Son iki nüfus sayımı olan 2011 ve 2022 yılları arasındaki fark, yaklaşık yarım milyonluk bir azalmayı ortaya koymuştur. Fakat günümüzde bu rakam 660.000’i aşmış ve sürekli genişlemektedir. Bu kayıp, ülke nüfusunun %10’un üzerinde bir oranında azaldığını gösteriyor. Her yıl kaybedilen nüfus, gerçekleşen doğal doğumdan çok iltica, ekonomik göç ve bebek ölümlerinden etkilenmektedir. Bu durumu, küçük sanayi ve tarım şehirlerinin hızla nüfus kaybetmesi ile örneklendirebiliriz; Kikinda gibi kasaba, bir yılda büyüklüğüyle önemli bir şehri silip süpürebilecek seviyede nüfus kaybına uğramaktadır. İşte, bu dramatik azalma, sadece sayıların değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik, kültürel ve sosyal dokusunun yeniden şekillenmekte olduğunu da göstermektedir. Bu köklü değişimin yükünü taşıyan toplum, yeni politikalar ve sosyoekonomik reformlar ile bu sarmaldan kurtulmanın yollarını aramaktadır.