Xi Jinping: “Dünya barış ve savaş arasında seçim yapmalı”

Xi, “Çin halkı tarihsel sorumluluk sahibi olan doğru tarafı güçlü bir şekilde savunuyor” dedi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Çin’in şimdiye kadarki en büyük askerî geçit töreninde yaptığı konuşmada, dünya için “barış ya da savaş, diyalog ya da çatışma” arasında önemli bir tercih yapmanın şart olduğunu vurguladı. Törene, kisvesi “Japonya’ya Karşı Direniş Savaşı” olarak da adlandırılan II. Dünya Savaşı zaferinin 80. yılı onuruna düzenlendiği alanda, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un de katıldı. Xi, “Çin halkı tarihsel sorumluluk sahibi olan doğru tarafı güçlü bir şekilde savunuyor” dedi. Ayrıca “Çin hiçbir zorba devletten korkmaz” diyerek Batı’ya örtülü bir mesaj verdi ve ülkesinin “durdurulamaz” olduğunu belirtti. Tören sırasında Xi, açık bir araçtan geçit törenini izleyip askerleri selamlarken, sahnede kilometrelerce askeri donanım ve hava araçları eşlik etti. Bu tören, diplomatik açıdan hareketli geçen bir haftanın ardından düzenlendi; Xi Pekin dışından davetli liderlerle birlikte Tiencin’te ağırlık gösterdi. Putin ve Kim’in aynı platformda görülmesi, özellikle kırmızı halıda verilen fotoğraflarla Batı’ya güçlü bir meydan okuma mesajı olarak yorumlandı. Atlantik Konseyi’nden analist Wen-ti Sung, “Batılı ülkeler Rusya’ya yönelik yaptırımlara devam etse de, Pekin’in Moskova’yı desteklemekten çekinmeyeceği netleşti” değerlendirmesinde bulundu. Kuzey Kore lideriyle Putin arasında hâlihazırda sıcak mesajlar oluşmuş durumda. Tören sonrası yapılan görüşmede Kim, “Rusya’ya her türlü desteği vermeye hazır olduğunu, bunun bir kardeşlik görevi olduğunu” söyledi. Rus devlet medya organları da, geçtiğimiz yılki anlaşmanın ardından Kuzey Kore’den 15.000 asker gönderildiğini ve Putin’in bu cesur katkı nedeniyle Kim'e minnettar olduğunu aktarıyor. Etkinliğe İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkian ile Myanmar lideri Min Aung Hlaing gibi figürler katıldı; ancak Batılı liderlerin sesi bu törende duyulmadı. Analistler, eğer Xi, Putin ve Kim arasında ikinci bir resmi görüşme gerçekleşirse bunun Soğuk Savaş dönemi dinamizminin yeniden sahne alabileceğini kaydediyor. Ancak üçlü görüşmenin olmaması da Çin’in gerilimi tırmandırmadan diplomatik dengeyi sürdürme stratejisine işaret ediyor.