Kuzey Makedonya: Sessiz ama keşfedilmeye değer destinasyon

Kuzey Makedonya, bin yıllık manastırları, UNESCO korumasındaki Ohri Gölü, dağ rotaları ve yerel mutfağıyla kalabalıktan uzak, zengin bir seyahat deneyimi sunuyor.

Vermont’tan biraz daha büyük olan bu iki milyonluk ülke, yaz aylarında Güney Avrupa’nın kalabalığını görmese de turizm sektörü hâlâ büyüme potansiyeline sahip. Sürdürülebilir Macera Seyahatleri’nin sahibi Aleksandar Bogoevski, turistlerin çoğunun ülkenin içinden sadece geçerek Yunanistan veya Arnavutluk’a ulaştığını söylüyor. TARİH VE DOĞA: MANASTIRLAR, GÖLLER VE YÜRÜYÜŞ ROTALARI Kuzey Makedonya’nın küçük, kıvrımlı yolları, çoğu 1000 yıldan eski Bizans manastırlarına açılıyor. Altın kaplama avizeler, sedef kakmalı ahşap işçilikleri ve antik fresklerle süslü bu manastırlar, tarihe adeta dokunma fırsatı sunuyor. Bigorski Manastırı: Mavrovo Milli Parkı’ndan gelen yürüyüşçüleri ağırlayan, tarih ve doğayı birleştiren bir durak. Sveti Naum Manastırı: 905’ten beri Ohri Gölü kıyısında yer alan bu Bizans dönemi mabedi, gölün turkuaz sularına karşı eşsiz bir tablo sunuyor.   Ohri Gölü ve Galicica Milli Parkı, UNESCO Dünya Mirası alanı olarak ziyaretçilerini büyülüyor. Göl, yaklaşık 1200 bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yaparken, kuzeydoğu kıyısındaki tarihi Ohri kasabası, yerel pazarları ve plaj barlarıyla klasik bir Balkan deneyimi sunuyor. Sar Dağları ise yürüyüşçüler ve dağcılar için sayısız zorlu rota sağlarken, bazı köylüler hâlâ göçebelik çobanlık uygulamasını sürdürerek kültürel geleneği canlı tutuyor.   KÜLTÜR VE GASTRONOMİ Küçük aile çiftlikleri, Kuzey Makedonya’yı ziyaret edenlerin en çok ilgisini çeken deneyimlerden biri. Prespa Gölü kıyısındaki Spirit of Prespa tarım turizmi işletmesi, ziyaretçilere elma bahçeleri, taze ürünler ve bölgesel mutfağın inceliklerini sunuyor. Yerel mutfakta, taze ve doğal malzemeler ön planda. Balkanlar’da yaygın Ajvar, ızgara etler ve tereyağlı börekler ziyaretçilerin denemesi gereken tatlar arasında. Ayrıca kafanalar, Makedon müziğinin canlı olarak yaşatıldığı sosyal merkezler olarak öne çıkıyor.   TARİH, SANAT VE DOĞA BİR ARADA: ÜSKÜP 1963 depreminden sonra yeniden inşa edilen Üsküp, Osmanlı ve neoklasik mimarinin harmanlandığı Eski Çarşı’sıyla dikkat çekiyor. Pazarın dar sokaklarında taze ürünler, meyhaneler ve antikalar arasında kaybolmak mümkün. Vodno Cross: Şehir manzarasına karşı panoramik fotoğraflar için ideal. Matka Kanyonu: Kano, mağara keşifleri ve yürüyüş rotalarıyla doğa severler için vazgeçilmez bir adres. CNN Travel'ın "There’s still one beautiful Southern European country with delicious food, great wine and no tourist crowds" başlıklı haberinden derlenmiştir.