Dodik: "Bosna-Hersek yapay bir devlet, Sırp Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı için Putin'le görüşeceğim"
Dodik: "Bosna-Hersek yapay bir devlet, Sırp Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı için Putin'le görüşeceğim"
Dodik, sadece Putin’den değil, Donald Trump’tan da umutlu. Trump’ı “tarihi bir figür” olarak tanımlayan Dodik, onun iktidara dönüşünden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bosna-Hersek’in Sırp entitesi olan Sırp Cumhuriyeti’nin görevden alınan başkanı Milorad Dodik, BBC’nin Rusça servisine verdiği röportajda, “Bosna-Hersek’in bir anlamı olmadığını, tüm uluslararası operasyonlar, baskılar, oyunlar ve aldatmacalardan sonra bu ülkenin aşağı konumda kaldığını, yaşam hakkını hak etmediğini” söyledi. Dodik, bu nedenle Bosna-Hersek’teki Sırp halkının bağımsız bir ülke statüsü talep etmesinin mantıklı olduğunu ifade etti.
Dodik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i, Sırp Cumhuriyeti’nin bağımsızlık planlarını desteklemesi konusunda ikna etmeye çalışacağını söyledi.
Bu açıklamalar, ülkenin anayasal krizinin daha da derinleşeceği ve yeni bir etnik çatışma riski taşıdığı şeklinde yorumlandı.
Dodik uzun yıllardır Bosna-Hersek’in merkezi hükümetine karşı bir tutum sergiliyor. Ancak bu karşı duruş, 2025 yılının Ağustos ayında daha keskin bir aşamaya geçti. Anayasa Mahkemesi, Dodik’in altı yıl boyunca resmi görevde bulunmasını yasakladı. Ardından, Merkezi Seçim Komisyonu, onu Sırp Cumhuriyeti Başkanlığı görevinden aldı ve yeni seçimler için tarih belirledi.
Dodik bu kararı reddetti ve yetkilerini kullanmaya devam ediyor. Sırp seçmenin çoğunluğunun yeni seçimleri boykot etmesi bekleniyor.
Dodik, BBC ile röportajını Banya Luka’daki başkanlık ofisinde gerçekleştirdi. “Bosna-Hersek’in bir anlamı yok. Tüm uluslararası operasyonlar, baskılar, oyunlar ve aldatmacalardan sonra bu ülke aşağı konumda. Yaşam hakkını hak etmiyor ve bu nedenle Bosna’daki Sırp halkının bağımsız bir ülke statüsü talep etmesi mantıklıdır,” dedi.
Putin’in daha önce Dayton Anlaşması’nı ve Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğünü desteklediğini hatırlatan Dodik, son dönemde birçok şeyin değiştiğini söyleyerek, “Onu bu konuda ikna etmeye çalışacağım. Başarılı olur muyum bilmiyorum, ama mutlaka konuşacağım,” ifadelerini kullandı.
Putin’le görüşmenin Ekim ayında gerçekleşmesi bekleniyor. Aynı ayın 25’inde, Dodik’in organize ettiği bir referandum düzenlenecek. Bu referandumda, Bosna-Hersek’in merkezi kurumlarının yetkileri sorgulanacak. Sırp Cumhuriyeti sakinleri, Anayasa Mahkemesi ve Bosna-Hersek’teki barış sürecinin uygulanmasını denetleyen en üst düzey sivil otorite olan Yüksek Temsilci’nin kararlarını kabul edip etmediklerine karar verecek.
Dodik, Yüksek Temsilci Christian Schmidt’i “atanmamış bir yabancı” olarak niteledi ve eylemlerini meşru görmediğini belirtti.
Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’daki merkezi otoriteler, Dodik’in söylemlerini ayrılıkçı olarak niteliyor ve referandumu anayasaya aykırı buluyor. Çoğu kişi, Bosnalı Sırpların referandumda liderlerini destekleyeceğinden ve Saraybosna’nın sonucu reddedeceğinden emin.
Dodik, ardından yeni bir oylama daha yapılabileceğini söylüyor: “Muhtemelen bir noktada insanlara, iradelerinin dikkate alınmadığı bir Bosna-Hersek’te yaşamak isteyip istemediklerini soracağız.”
Modern Bosna-Hersek’in Sırpların diğer tarafla, yani Boşnak ve Hırvat Federasyonu ile yaptığı bir anlaşma sonucunda kurulduğunu savunan Dodik, “Artık bu anlaşmanın taraflarından biri, Sırp Cumhuriyeti, bu anlaşmadan çekilmek istiyor,” dedi.
Saraybosna’daki yetkililer ve uluslararası toplum ise Sırp Cumhuriyeti’nin geniş bir özerkliğe sahip olduğunu vurguluyor: kendi bayrağı, polis gücü ve hükümeti bulunuyor. Ayrıca, Bosna-Hersek’in bir parçası olarak, AB ülkelerinden yüz milyonlarca avro yardım ve yatırım alındı; AB aday statüsü elde edildi ve vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkı tanındı.
Dodik, sadece Putin’den değil, Donald Trump’tan da umutlu. Trump’ı “tarihi bir figür” olarak tanımlayan Dodik, onun iktidara dönüşünden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından, Dodik “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” yazılı kırmızı şapka ile fotoğraf verdi. Ancak bu sempati karşılık bulmuş değil. Mart ayında, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Dodik’i Bosna-Hersek’in kurumlarını zayıflatmak ve ülkenin güvenliğini tehdit etmekle suçladı ve ABD’li ortaklara bu girişimlere karşı durma çağrısı yaptı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.