Gençler ekranlardan vazgeçemiyor: Sosyal medya bağımlılığı artıyor
Gençler ekranlardan vazgeçemiyor: Sosyal medya bağımlılığı artıyor
AB’nin önemli yasalarından Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ise sosyal medya platformlarının çocuklar için “yüksek düzeyde gizlilik, güvenlik ve koruma” sağlamasını zorunlu kılıyor.
Çocuklar ve gençler, ekranlar karşısında geçirdikleri zamanı azaltamıyor; bu durum sağlıklarını olumsuz etkiliyor. 2010 yılından bu yana sosyal medyada geçirilen süre iki katından fazla artarak günlük yaklaşık üç saate ulaştı. 2022 yılına kadar her on gençten en az biri sosyal medya kullanımında bağımlılık belirtileri gösterdi; bunlar arasında kullanımı kontrol etmekte zorlanma ve yoksunluk belirtileri yer alıyor.
Polonya’dan lise öğrencisi Hanna Kuzmitovich, Politico’ya yaptığı açıklamada, “Herkes bunun bir bağımlılık olduğunu biliyor. İyi ve kötü yanlarını biliyorum, yine de kullanmaya devam ediyorum,” dedi.
Halk sağlığı uzmanlarının teşvikiyle Avrupa ülkeleri, gençleri telefonlardan uzaklaştırmak için yaş doğrulama, farkındalık kampanyaları ve hatta sosyal medya yasakları gibi yeni yöntemler üzerinde çalışıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 15 yaş altı çocukların sosyal medyayı kullanmasını tamamen yasaklama çağrısı yaparken, Danimarka, Yunanistan, İspanya, İtalya ve Hollanda gibi ülkeler de yeni kısıtlamalar üzerinde duruyor.
Teknoloji şirketleri ise yaşa uygun içerik sınırlamaları, bazı fonksiyonların devre dışı bırakılması ve gizlilik özellikleri gibi önlemler alıyor ancak bazı uzmanlar bunun yetersiz olduğunu ve doğru çözümün henüz bulunamadığını söylüyor.
Öte yandan, bazı uzmanlar sosyal medyanın gençler için faydaları da olduğunu belirtiyor. Amsterdam Üniversitesi İletişim Araştırmaları Fakültesi Başkanı ve YouTube’un çocuk koruma danışmanı Jessica Piotrowski, “Bazı teknolojiler, arkadaşlık kurmak ve yakın ilişkiler geliştirmek için oldukça faydalı,” dedi.
Ancak artan sayıda araştırma sosyal medya kullanımının depresyon, uyku bozuklukları ve madde kullanımında artış gibi problemlere yol açtığını gösteriyor. Mental Health Europe Direktörü Kadri Soova, “Teknoloji şirketlerinin regülasyonu ve müdahalesi gerekiyor. Bu durum gençlere zarar veriyor ve bir şeyler yapılmalı,” dedi.
Son yıllarda ortaya çıkan skandallar, teknoloji şirketlerinin çocuk kullanıcılar için “öncelik güvenlik” yaklaşımını benimsemediğini gösterdi. Meta’nın eski çalışanı Frances Haugen’in 2021’de sızdırdığı belgeler, şirketin gençlerin ruh sağlığına verdiği zararın farkında olduğunu ancak bunu önlemek için çok az şey yaptığını ortaya koydu.
Uzmanlar mevcut düzenleyici araçların yeterli ve etkili olmadığını, teknoloji şirketlerinden daha fazla sorumluluk almalarını beklediklerini belirtiyor. Amsterdamlı nöropsikiyatrist Theo Compernole, sosyal medya yasaklarının şirketlere yönelik olması gerektiğini aksi takdirde bunun “uyuşturucu ile mücadele edip üreticilere dokunmamak gibi” olacağını söyledi.
Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu Halk Sağlığı Profesörü Mark Petticrew, sosyal medyanın kumar, tütün ve alkol gibi bağımlılık yapan maddelerle benzerlik taşıdığını, zararlarının inkar edildiğini ve bağımlılık türleri arasında fark olmadığını vurguladı.
Haziran ayında AB Sağlık Bakanları, gençlerin dijital teknolojilere erişiminin düzenlenmesi için önleyici politikalar geliştirilmesini önerdi. Bu kapsamda ekran kullanımı olmayan alanlar oluşturulması, okullarda dijital kısıtlamalar getirilmesi ve dijital platform tasarımcılarının daha fazla sorumluluk alması çağrısı yapıldı.
AB’nin önemli yasalarından Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ise sosyal medya platformlarının çocuklar için “yüksek düzeyde gizlilik, güvenlik ve koruma” sağlamasını zorunlu kılıyor. Facebook, Instagram ve TikTok gibi platformlar DSA kurallarını ihlal ettikleri gerekçesiyle soruşturma altında bulunuyor. Ancak yasadaki belirsizlikler, AB Komisyonu’nun platformlara yönelik rehberler hazırlamasına neden oldu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.