Rüzgârla büyüyen bir hayat: Erdal Luşo’nun yelken hikâyesi
Yaz okullarında başlayan bu serüven, gençler kategorisinde kazandığı ilk devlet şampiyonluğuyla profesyonel bir rotaya girdi.
Luşo, “Küçük yaşlardan itibaren yaz okullarına katılarak yelkenle tanıştım. Gençler kategorisinde ilk devlet şampiyonluğunu kazandıktan sonra işler daha ciddi bir hale geldi” diyerek yelkenin hayatındaki dönüştürücü etkisini vurguluyor.
Takım oyunlarından rüzgârın peşine
Futbol ve basketbolun gölgesinde büyüyen pek çok gençten farklı olarak, Erdal Luşo’nun ilgisi hep bireysel sporların beceriye dayalı dünyasına yöneldi. “Sporun oyun kısmından çok beceriye dayalı tarafını tercih ediyorum” diyen Luşo, yelkenin teknik ve zihinsel yönüne duyduğu ilgiyi vurguluyor. Kariyerindeki en önemli dönüm noktası ise 2009 yılında Struga’da “En Başarılı Sporcu” seçilmesi olmuş. Bu ödül, onun yelken yolculuğunda sadece bir başarı değil, aynı zamanda bir yön tayini olmuş.
Uluslararası başarı haritası
Yelken sporu, sadece fiziksel antrenmanla değil, uluslararası rekabetin içinde pişerek gelişen bir kariyer gerektiriyor. Erdal Luşo da bu yolculuğun hakkını veren isimlerden biri. Bugüne dek 100’ün üzerinde uluslararası yarışta boy gösteren Luşo, bu deneyimlerin ona hem teknik hem duygusal anlamda büyük katkı sağladığını söylüyor: “100’ün üzerinde uluslararası yarış bana kesinlikle tecrübe, motivasyon ve önemli başarılar kazandırdı.”
Makedonya ve Struga’yı dünya çapında temsil etmenin gururunu taşıyan Luşo’nun hafızasında en özel an ise Dünya Gençler Şampiyonası’nda elde ettiği 7.’lik. “Birçok unutulmaz anım oldu ama Dünya Gençler Şampiyonası’nda bir yarışta 7. olmam en baskın hatıralarımdan biri” diyerek o anın izini bizimle paylaşıyor.
Erdal Luşo’nun temsil onuru
Yelken yarışlarında elde ettiği başarılarla yalnızca bireysel bir sporcu kimliği değil, aynı zamanda bir ülkenin sesi haline gelen Erdal Luşo için temsil duygusu her şeyin önünde geliyor. “Devletini seven biri olarak milli marşın okunması ve bayrağın en yüksekte dalgalanması benim için büyük bir onur” diyen Luşo, bu anların sadece kişisel değil, ulusal bir anlam taşıdığını vurguluyor.
“Rüzgârla değil, zihinle yarışmak”
Yelken sporu, doğayla uyum içinde olmayı gerektiren en stratejik disiplinlerden biri. Erdal Luşo için yarışlara hazırlık, sadece fiziksel değil, zihinsel bir yolculuk. “Farklı hava koşulları farklı teknik ve hazırlık gerektiriyor” diyen Luşo, yarışın yapılacağı denizin karakterinden rüzgârın yönüne kadar her detayı analiz ederek antrenmanlarını şekillendiriyor. Ancak onun için en önemli unsur, yelkene karşı duyulan istikrarlı bağlılık. Mental hazırlık sürecinde ise pozitif düşünce, doğru nefes teknikleri ve kısa zihinsel antrenmanlar ön planda.
Okyanusun kalbinde tek başına
Yelken kariyerinde uluslararası başarılarla dolu bir geçmişe sahip olan Erdal Luşo, şimdi rotasını daha kişisel ve zorlu bir hedefe çevirmiş durumda: Solo okyanus yarışı. “Şu an tüm dikkatim solo okyanus yarışımı başarıyla tamamlamakta” diyen Luşo, dört yıllık hazırlık sürecinin ardından bu yarışa hem fiziksel hem zihinsel olarak odaklanmış. Yarış sonrası biraz dinlenmeyi ve gelecek planlarını yeniden şekillendirmeyi hedefleyen sporcu, bu süreci bir geçiş dönemi olarak görüyor.
“Zoru seç, rüzgârı hisset”
Yelken sporu, sadece bir hobi değil, aynı zamanda karakter inşa eden bir yolculuk. Erdal Luşo, gençlere ve bu spora ilgi duyan herkese şu çağrıyı yapıyor: “Ekranlardan biraz uzak durun, çıkın ve gerçek hayatı yaşayın. Bir beceri üzerinde çalışın, disiplin kazanın.” Ona göre yelken, kolay olanı değil, zor olanı seçenlerin sporu. Fedakârlık, sabır ve sıkı çalışma bu yolun temel taşları. Luşo, kulüplerde küçük teknelerle başlamanın önemini vurgularken, keyif için yelken yapmak isteyenlere kurslara katılmalarını öneriyor.
“Teknik ve sabır isteyen bir spor”
Yelken, doğayla iç içe olmayı gerektiren, teknik ve sabır isteyen bir spor. Ancak Kuzey Makedonya’da bu alana gösterilen ilgi hâlâ sınırlı. Erdal Luşo, bu durumu şöyle özetliyor: “Yelken, şehir hayatında insanların dikkatini çekmeyen bir spor olduğundan ilgi genelde takım sporlarına yöneliyor.” Bu ilgi eksikliği, destek mekanizmalarına da yansıyor. Luşo’ya göre alınan destek çoğu zaman sadece temel ihtiyaçları karşılamaya yetiyor.
Olimpiyat değil, Okyanus
Birçok sporcu için Olimpiyatlar nihai hedefken, Erdal Luşo’nun rotası farklı bir yönü işaret ediyor. “Açıkçası olimpiyatlar hiçbir zaman ilgimi çekmedi” diyen Luşo, yelkenin daha özgür ve uzun soluklu formatlarını tercih ediyor. Onun tutkusu, açık deniz yarışlarında gizli çünkü “içinde olduğun kadarsın” diyerek bu yarışların ruhsal ve fiziksel derinliğine dikkat çekiyor. Ne yazık ki bu format hâlâ Olimpiyat programında yer almıyor.
H.Gina