Kuzey Makedonya’da turizm sektörü, 2025 yaz sezonunu önceki iki yıla kıyasla daha zayıf olarak değerlendiriyor. Turizmciler, özellikle ziyaretçi sayısındaki düşüşü ve turist profilindeki değişimi vurguluyor. Son yıllarda ülkeyi tercih eden bazı önemli pazarlardan, özellikle Polonya ve Hollanda’dan gelen turist sayısında belirgin bir azalma yaşandı. Bu durum, hem otel doluluk oranlarını hem de turizm gelirlerini doğrudan etkiliyor.

Turist profilinde öne çıkan değişimlerden biri, ziyaretçilerin büyük bölümünü artık Türkiye’den gelenlerin oluşturması. Yerel yönetimin resmi istatistiklerine göre, Türkiye Kuzey Makedonya’ya en çok turist gönderen ülke konumunda. Onu Almanya ve Sırbistan takip ediyor. Ancak burada dikkat çeken bir diğer unsur, gelen turistlerin önemli bir kısmının “transit” olması. Özellikle Türk turist gruplarının Ohri ve Struga gibi popüler turizm merkezlerinde sadece bir veya iki gün konakladıktan sonra yollarına devam ettiği belirtiliyor. Bu kısa süreli konaklama modeli, turizm gelirlerinin potansiyel seviyeye ulaşmasını engelliyor.

Sektör temsilcileri, Kuzey Makedonya’nın hâlen bölgedeki en ucuz destinasyonlardan biri olmasına rağmen, fiyatın asıl sorun olmadığını net şekilde ortaya koyuyor. Asıl meselenin, turizmde sunulan tekliflerin ve hizmetlerin çeşitliliğinde ve cazibesinde yaşandığı ifade ediliyor. Başka bir deyişle, düşük fiyat avantajı tek başına yeterli olmuyor. Ziyaretçilerin ilgisini çekecek, onları daha uzun süre ülkede tutacak ve harcama potansiyellerini artıracak yenilikçi turizm ürünleri gerekiyor.

Bu noktada, “tekliflerin analizi ve yeniliklerin sunulması” vurgusu öne çıkıyor. Turizmciler, mevcut ürün yelpazesinin gözden geçirilmesi, turistlerin beklentilerinin detaylı şekilde analiz edilmesi ve buna uygun yeni aktiviteler, tematik turlar, kültürel etkinlikler, doğa turizmi ve gastronomi deneyimleri gibi seçeneklerin hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyor. Örneğin, Ohri’nin yalnızca göl manzarasıyla değil, aynı zamanda tarihi mirası, sanat etkinlikleri, festival organizasyonları ve yerel mutfağıyla da öne çıkarılması, turistlerin daha uzun süre kalmasına katkı sağlayabilir.

Otel işletmecileri açısından bakıldığında ise durumun bir başka boyutu var. Konaklama sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, sezonun yalnızca yaz aylarıyla sınırlı kalmasının sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. İklim koşulları ve turistik potansiyel göz önüne alındığında, sezonun sonbahar aylarına kadar uzatılmasının artık hayati bir gereklilik olduğu ifade ediliyor. Böyle bir uzatma, sadece yaz aylarında değil, Eylül ve Ekim aylarında da turist çekebilmek anlamına geliyor ki bu, gelirlerin dengelenmesi ve yıl içindeki dalgalanmaların azaltılması açısından kritik bir strateji olabilir.

Ayrıca, bazı tur operatörlerinin bu yıl ilkbahar döneminde iş birliklerini iptal etmesi, sektörde belirsizlik yaratmış durumda. Bu iptaller, bazı bölgelerde sezon öncesi beklentilerin tutmamasına neden oldu. Bu nedenle, turizm sektörü temsilcileri ve otelciler, gelecek yıl için daha güçlü ve güvenilir bir tur operatörü ağı oluşturmak amacıyla yeni ortaklık arayışlarına başlamış durumda. Yerel turizm kuruluşlarının, uluslararası turizm fuarları ve tanıtım etkinlikleri aracılığıyla Kuzey Makedonya’nın potansiyelini daha etkili bir şekilde anlatması gerektiği düşünülüyor.

Kuzey Makedonya’nın turizm açısından avantajları yadsınamaz. Doğal güzellikleri, gölleri, dağları, tarihi şehirleri ve kültürel mirası, ülkenin önemli çekim merkezleri arasında yer alıyor. Ancak bu potansiyelin ekonomik değere dönüşebilmesi için pazarlama, tanıtım ve ürün geliştirme alanlarında stratejik adımlar atılması gerekiyor. Dijital pazarlama kampanyaları, sosyal medyanın etkin kullanımı ve belirli temalara odaklı tanıtımlar (örneğin “gastronomi turizmi” ya da “doğa sporları”) ile hedef kitle çeşitlendirilebilir.

Ayrıca, turistlerin ülkede daha uzun süre kalmasını sağlayacak altyapı yatırımlarına da ihtiyaç var. Ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesi, şehirler arası tur paketlerinin geliştirilmesi, rehberlik hizmetlerinin iyileştirilmesi ve çok dilli bilgilendirme sistemleri, turist memnuniyetini artırarak tekrar ziyaret oranlarını yükseltebilir.

Sonuç olarak, Kuzey Makedonya turizm sektörü 2025 yazında zor bir dönemden geçiyor. Polonya ve Hollanda gibi pazarlarda yaşanan gerileme, Türk turistlerin ağırlıklı olarak kısa süreli konaklaması, sezonun dar bir zaman dilimine sıkışması ve bazı tur operatörlerinin iş birliklerini iptal etmesi, sektörün karşılaştığı başlıca zorluklar arasında. Buna karşılık, fiyat avantajını koruyan ülke, ürün çeşitliliğini artırarak, sezonu uzatarak ve yeni pazarlara ulaşarak bu durumu avantaja çevirebilir. Stratejik planlama ve yenilikçi yaklaşımlar, Makedonya’yı yalnızca ucuz bir destinasyon değil, aynı zamanda unutulmaz deneyimler sunan bir turizm merkezi hâline getirebilir.