Maksud Ali’den lineer artışa tepki: “Bu, bir cüzdandan alıp diğerine vermektir”

Dünya Bankası’nın desteğiyle kurulan üç sütunlu sistemin bugün geldiği aşama, uluslararası uzmanların deneyimleri ve ülke içi paydaşların katkılarıyla yeniden ele alındı. Bu bağlamda, sistemin oluşum sürecine yakından tanıklık eden ve uzun yıllar MAPAS Uzmanlar Konseyi Başkanlığı görevini yürütmüş Maksud Ali ile, reformların başarıları, eksikleri ve geleceğe yönelik beklentileri üzerine kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. Röportaj hem mevcut yapının sürdürülebilirliğini hem de karşı karşıya olduğumuz demografik, ekonomik ve kurumsal zorlukların nasıl aşılabileceğini anlamaya yönelik önemli ipuçları sunuyor.

Geçen günlerde Üsküp’te Sürdürülebilir Emeklilik Sistemi-Yirmi Yıl Refah konulu konferans düzenlendi. Eski MAPAS Uzmanlar Konseyi Başkanı olarak değerlendirmeniz nedir?

Yirmi yıl önce Dünya Bankası’nın desteği ile üç sütunlu emekli sistemine geçildi. Emekli Şirketler Birliği’nin girişimi ile büyük çaplı konferansın düzenlemesi tüm aktörler için önemli bir fırsattı. Bize benzer dünyanın dört bir yanından emeklilik sistemlerin temsilcilerin katılımı, başbakanlık, bakanlıkların, Emeklilik ve Maluliyet Sigortası Fonu (PİOM), Sermaye Destekli Emeklilik Sigortası Denetleme Ajansı (MAPAS), Emekli Şirketler, akademisyen, uzmanların konuşmaları, tecrübe, tavsiyeleri, ikaz, yorumları dikkate alınmalıdır. Yirmi yıl geçiş dönemi başarı hikayesinin devamı için dünyadaki gelişmeleri takip etmeye mecburuz, yurtiçi dinamiklerin ciddiye alınması için gereken adımların gecikmemesi önemli çünkü göç, demografik sorunlar, kayıt dışı ekonomi gibi sıkıntıların çözümü için ev ödevlerimizle kendimiz mücadele etmeliyiz.

Üç sütunlu emeklilik sistemi emekli maaşları az da olsa başladı, gözlemleriniz nelerdir?

Yirmi yıl önce Nesil Dayanışması Emekli Sistemi’n devam edilemeyeceğine karar verilmiş. Sebebine gelince yeni sistemde biriken üç milyar avro üyelerin özel hesaplarına aktarılmıştır. Yasa gereği çalışanların üç çeyreği ikinci sütun üyesi gibi primlerin yüzde altısını günübirlik kendi hesaplarından takip edebiliyorlar, emekli şirketlerin görevleri yasalar çerçevesinde en iyi şekilde yatırmları yapıp üyelere gelir sağlamaktır. Bu denetimi MAPAS yasalara uygun şekilde yürütmektedir. Yaklaşık 630 bin özel emekli fonların (üç) üyeleri yaş ortalaması otuz yedidir, daha uzun çalışma hayat süresi kırk yıl mümkün olsa artı maaşlar daha yüksek olursa, emekli maaşlar da daha yüksek olacak. Emekli maaşı, bir bölümü PİOM (primlerin yüzde 12.8) ve diğer bölümü özel emekli fonlarında (yüzde6) yatırılan primlerden oluşmaktadır. Çalışanların emekli maaşlarına ek gelir, gönüllü üçüncü emekli fonu seçeneği de mevcuttur. Üye olmakla beraber istediği zaman ve istediği miktarı yatırabiliyor ve 54 yaşına kadar parasını geri çekemiyor. Üç ayrı yerden emekli maaşı almak emeklilikte daha güzel günlerin geçmesine sebep olacaktır. İkinci ve üçüncü sütun biriken paralar beklenmedik bir ölümden sonra en önemlisi miras olarak teslim ediliyor. Tekrarlamak gerekiyorsa iki sütun yasa gereği zorunlu üçüncü sütun gönüllü olarak seçenek olarak yurtaşlara hizmet vermektedir.

Hükümet PİOM’a (Emeklilik ve Maluliyet Sigortası Fonu) yüklü miktarda transferler öngörüyor bunların bir kısmı ikinci sütuna yönelik geçiş maaliyetleri oluşturacak. İkinci sütun emekli maaşların ne zaman hız alacağını düşünüyorsunuz?

Emekli sistemimizi bütün olarak bakmamız en doğrusudur, iktidarlar takip eder, değişikliklere yol açıp, meclisimiz onaylıyor. Bağımsızlık günlerinden bugüne kadar en başarılı reformlar emekli sistemimizde oldu. Sistem olarak korumamız, geliştirmemiz hepimizin ilgisini çekiyor ve katkı sağlamamızda hiçbir engel yoktur. Yasa gereği PİOM açığını bütçe kapatıyor, PİOM primlerin yüzde altısını (geçiş maaliyetler) özel emeklilik fonların üyelerin özel hesaplarına aktarılınca emeklilik şirketleri yüzde otuzunu yurtdışı ve yüzde yetmişini yurtiçi yatırıma yönlendiriliyor. Üç sütunlu (zorunlu birinci ve ikinci) sisteme geçenlerin emekli maaşlarını önümüzdeki on yılda artacağı ve o zaman ülke bütçemize yük olmayacağı beklenmektedir. Yeni emeklilerin maaşları birinci ve ikinci sütun hesaplanmasından sonra tam emekli maaşı belirlenecektir. Emeklilik sistemimiz günlük siyaset alanı olmamalıdır, yasa gereği uygulamalara dikkat etmeliyiz çünkü her koşulda garanti devlettir.

Emekli maaşlarının doğrusal (lineer) artışını uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm olarak görüyor musunuz? Bu durum katkı paylarına göre emekli maaşların yeterliliği ilkesini (adekvatnost) ihlal ediyor mu?

Bu çağda lineer artışı savunmak yanlıştır, çözüm olarak değil çözümsüzlüğe iten bir yoldur. Yurttaş olarak eğitime önem vereceksin, 40 yıl sorumlu yurttaş olarak çalışacaksın, mesleğinde ilerleyeceksin, fedakarlıklarla emekli maaşına yetişince siyasi hesaplara kurban olmak sorumsuzluktur. Bir doktorun ve annemin (aile maaşı) emekli maaşında aynı artış nasıl doğru olabiliyor ki? Emekli maaşlar düşük sayılıyorsa, iktidarlar emekli sistem dışında farklı çözüm ve destekler ile yardımcı olabilirler. Mevcut sistemde herkesin özel hesabı var, katkısına göre emekli maaşı alması bekleniyor. Genç yaştan emekli günlerimizi düşünmek için uğraşmalıyız, ilgi göstermeliyiz. Lineer artış haksızlıktır, bir cüzdandan almak diğerine aktarmak bir çeşit hırsızlıktır. Eski dönemlerde bile rastlanmayanı tercih etmek uygun değil. Türkler olarak bir ailede iki emekli maaşa rastlamak maalesef azdır ve bu gibi uygulamaların zararları fazladır. Başbakanın iki emekli maaş 44 bin denar hava atması Türkler için geçerli değildir çünkü öyle bir durumdan çok, çok uzak kaldık. Ne olur kendimize zarar veren siyasi oyunlara alet edilmeyelim.

MAPAS’taki göreviniz sırasında sermaye destekli emeklilik sistemi (ikinci sütun) ile karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bu deneyimden çıkardığınız en büyük ders nedir?

MAPAS denetleme kurumu olarak profesyonalleşme başta dijitalleşmede attığımız adımların bağlı olduğumuz kurumların da bizleri takip edememeleri bir handikaptı. Kamuda çalışanların sayısı gerektiğinden çok fazladır böyle ortamlarda iş disiplini azalıyor, kalite düşüyor ve harcamalar artıyor. Örneğin Slovakya denetleme kurumun çalışan sayısı yedidir evet YEDİ bizde otuz iki. Ders aldım ama ders almayanlar geleceğimize gölge düşürüyorlar.

H. Gina