Macaristan, Rus gazına alternatif arayışında

Macaristan, Avrupa Birliği'nde Gazprom’un en büyük kalan müşterisi olarak, batılı bir ülkeyle doğalgaz tedarikine yönelik uzun vadeli bir anlaşma imzalamayı planlıyor. Bu açıklama, Salı günü Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó tarafından yapıldı.

“Bu, Batı’dan yaptığımız en uzun vadeli gaz alım anlaşması olacak. Macaristan her zaman çeşitlendirme için ciddi çaba harcadı ve ne kadar çok farklı kaynaktan gaz alırsak o kadar iyi,” diye yazdı Szijjártó, kişisel Facebook hesabında.

Ocak-Ağustos 2025 döneminde Macaristan, Avrupa’ya Türk Akımı boru hattı üzerinden sevk edilen 5 milyar metreküpten fazla gaz aldı. Budapeşte, Rusya’dan enerji kaynakları ithalatı için aylık yaklaşık 500 milyon avro harcama yapıyor. Bu veriler, Finlandiyalı düşünce kuruluşu CREA tarafından hesaplandı. Temmuz ayında Macaristan’a gaz sevkiyatı 285 milyon avroya, petrol sevkiyatı ise 200 milyon avroya ulaştı. Slovakya da Rus gazı alımına devam ediyor, ancak daha düşük miktarda – yaklaşık aylık 50 milyon avro düzeyinde.

Daha önce Rusya, Macaristan’a Ukrayna üzerinden de gaz gönderiyordu, ancak Moskova ile Kiev arasında transit anlaşmasının yenilenmemesi nedeniyle bu sevkiyatlar Ocak ayı itibarıyla durduruldu.

Szijjártó, Rus yakıtına ithalat yasağı getirilmesi halinde Budapeşte’nin alternatif arayacağını vurguladı. Olası seçeneklerden biri, Romanya’nın 2027 yılında Karadeniz'deki Neptun gaz sahasını geliştirmeye başlamasıyla ortaya çıkabilir. Euractiv’in aktardığına göre bu durum, Romanya’yı Avrupa’daki en büyük doğalgaz üreticisi haline getirebilir.

Macaristan’a yapılan sevkiyatların durması halinde, bu durum Gazprom’u da etkileyecek. Şirketin Avrupa’ya ihracatı, 1970’lerden bu yana en düşük seviyeye inmiş durumda – Ocak-Temmuz döneminde sadece 9,93 milyar metreküp. Ukrayna’ya yönelik işgal öncesinde Gazprom, Avrupa pazarına yılda 170-180 milyar metreküp gaz gönderiyordu.

Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak daha önce yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin Rus enerji kaynaklarına “makul bir alternatif” bulamayacağını savunmuştu. Novak, bu durumu gerekli altyapının eksikliği, hidrokarbon fiyatlarının yüksekliği ve lojistik sorunlara bağlamıştı.